11 Kasım 2008

bu uyuyamadığım 3üncü sabah. 4 gündür geceyi gündüze çevirdim zaten...
saat 4'e doğru yattım. iki kişilik koca yatağın içinde top gibi bir oraya bir buraya döndüm, düz yattım, embriyo gibi kıvrıldım, yan döndüm, yüzüstü yattım.. ı-ıh. uykum var ama uyuyamıyorum. yine acıktım. acıkan insan neden uyuyamaz? ben bu saatte yemek istemiyorum ki..
sonunda kalktım. cuma günü bir tencere makarna pişirmiştim. bu fırında yapmak için olan, spaghettinin kalınlarından. paketin tamamını pişirirsen öyle olur gülru. ye ye bitmiyor. bozulmasın diye bitirmem de gerek.. babamın benle kalmasına o kadar alışmışım demek, halen 2 kişilik yemek pişirdiğime göre..

uzun zaman sonra yeniden evimde yalnız kalan ben bu gece ilk kez korktum. ses duydum, salonda yatan köpeğim bir tehlike sezdi ve hırlıyor.. hah dedim, ayvayı yedin. balkona biri tırmanıyor ve ev havalansın diye açık bıraktığın pencerenin sinekliğini yırtıp birazdan içeri girecek ve hırlayan köpeğin, bunun bir insan olduğunu görünce beni sev moduna geçecek, koruma falan yapamaz zaten o.. halbuki korkulacak birşey yokmuş. köpeğin hırlaması sandığım ses dışardan gelen bir aracın sesiymiş.

bugün şu bozulan uyku düzenimi düzeltmek için uyumamaya karar verdim. hayır uyursam 4 saat sonra kalkmam gerek -ki biliyorum kalkamam. uyumayayım bari, akşam erken uyurum gündüz de kalkar giderim işime dedim. umarım başarabilirim. şu an gözlerim yanıyor mesela.

sabaha karşı saat 6 modu beni 12 yıl öncesine götürdü. Kendimi doğup büyüdüğüm evde hissettim. sonra martı sesleri duydum, "evet ya neden mutlu olmayayım ki" dedim kendime. hep istediğim bu değil miydi, istanbul'da olmak? şimdi şu anda şunu farkettim ki gündelik hayatın ıvır zıvırları yüzünden sürekli mutluluğumu geriye itiyorum. pozitif ol gülru. bekle biraz. azıcık daha. gülümse.

coldplay the scientist çalıyor.
i'm going back to the start.

Hiç yorum yok: