08 Aralık 2008

kurban

bütün gece uyumazsın. oturursun, oturdukça boş duramayan beynin düşünür. sorgular. nerede hata yaptığını ararsın.
kafandakilerden emin olana kadar kimseye birşey hissettirmeyecek, eğer yanıldığını anlarsan vazgeçeceksindir (yanılmadıysan zaten işler yolundadır). planın budur ama suya düşmüştür. nasıl olup da bütün bunların dışarıya taştığını, üstelik taşırdığını farketmediğini sorar durursun kendine. aptal durumuna sokmuşsundur kendini..
düşünür, düşünür, düşünürsün.

sabah olur, yeni gün bayram günüdür. açık camdan içeri sesler sızmaktadır. dışarıda toplananların ilahi okuduğunu ve ardından kesilen boğazdan yükselen hırıltıları duyarsın, camı kapatıp müziğin sesini biraz daha açarsın, kulaklarını tıkarsın ama susmaz o hırıltı.. cinayete tanık olursun.

sevmiyorum. sevmiyorum işte. bayramları. ama en çok da kurban bayramlarını. yollamasın kimse bana bayram mesajı falan. benim bayramım değil. kuzuların sessizliği

2 yorum:

kamusal alan dedi ki...

aylarca yazılmayan bir blogun, yazıldığı güne denk gelince, bir iki kelam etmeden gidilmez dedim.

bayram kısmıyla ilgilenmek lazım sadece belki, kurbanını bırakıp, o zaman daha az kanlı oluyor sanki.

bi de can abi var. o bitirsin.


Koyunlar keçiler ve koçlar için
Ne kadar bayramsa Kurban Bayramı
Bu barış var ya, bu barış
Cephedekiler için o kadar barış…
/Can Yücel..

... dedi ki...

gece boyunca düşünürsün evet bir şeyleri dışarı taşıracaksındır artık içinde tutamayacaksındır ve en sonunda olan olur kendini aptal yerine sokarsın ve sabah uyandığında da en kötüsü de yanılmamış yerine yanılmışım demek olur...